Uğur Arslan – Çanakkale Türküsü
Uğur Arslan Çanakkale Türküsü İlahi Sözleri
Sitemiz de düzenlemiş olduğumuz Uğur arslan ilahi sözlerini bulabilirsiniz. Sizde yazımızın devamına giderek, Uğur arslan çanakkale türküsü ilahi sözlerini takip ederek sosyal ağlarınız da paylaşabilirsiniz. En güzel Uğur arslan çanakkale türküsü ilahi sözleri için bizleri sosyal ağlarımızdan takip ederek, beğendiğiniz ilahi sözlerine ulaşabilirsiniz.
Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? 579,
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar,
O, rüku olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Yaralanmış tertemiz alnından uzanmış yatıyor.
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer,
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhid’i,
bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı,
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı,
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin,
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam,
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaz-ı beşer.
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak,
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sînelere,
Sürü hâlinde gezerken sayısız tayyâre. 581,
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermîler,
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdîde güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’â mı göğsündeki kat kat îman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te’sis-i İlâhî o metîn istihkâm,
Sen ki, son ehl-i salîbin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddîn’i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran.
Sen ki, İslâm’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın,
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın,
Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın…Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât,
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe!” desem, sığmazsın.
Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber,
Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber,
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı,
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı.
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin,
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin,
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer,
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaz-ı beşer,
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vâdîlere, sağnak sağnak.